1985 ve 1995 yılları arasında doğanlar, şimdiye kadar gelmiş geçmiş en şanslı jenerasyondur. Neden mi? İsterseniz birkaç örnekle bunu açıklamaya çalışayım… Ben de bu tarihler arasında dünyaya geldiğim için kendimi de işin içine koyarak “Biz” ifadesini kullanacağım. :)
Bu jenerasyon iki farklı jenerasyonun arasında dünyaya gelmiştir. Bunlardan bir tanesi internet ve teknolojiden önceki jenerasyon, diğeri de internet ve teknoloji sonrasıdır.
Bizden önce dünyaya gelmiş jenerasyon eski kafayla çalışır. Yani her şeyin çalışmayla hallolacağını, kas gücünün daha önemli olduğunu ve sabır denilen şeyi iliklerine kadar işlemiştir. Bizden sonraki jenerasyon ise öncekilerin aksine çok çalışmak yerine akıllı çalışmaya inanır ve oldukça sabırsızlardır.
Biz televizyon, radyo, süper mario, nokia telefonları, gameboy, samsung, iphone, playstation, kasetler, CD, DVD, BLURAY, netflix, tiktok, facebook, sanal gerçeklik, at arabası, darbeler vs.. hemen hepsine tanıklık ettik.
Bizden önceki jenerasyon bir email hesabıyla bütün işlerini halledebilir. Hatta halen paralarının çalınacağını veya sevgilerini ifade etmek için bu tarz yöntemlerin iyi olmayacağını düşünür. Bizden sonraki jenerasyonda ise en az 4 email hesabının olması gerektiğine inanır. Bunlardan biri çok önemli işler için, biri sosyal medya hesapları için, biri banka dökümanları için diğeri de spam maillerin geleceği yerler için kullanılır.
Biz hem geleneklere bağlı hem de sorgulayıcı bir jenerasyonuz. Bizden önceki jenerasyonda soru sorma yoktu daha çok geleneklere bağlılık söz konusuydu. Bizden sonrakilerde ise geleneksellik yok ve gelenekselliği bir çırpıda silip atabiliyorlar.
Biz internet çağıyla endüstri çağı arasında dünyaya geldik. Her iki tarafı da anlıyoruz. Her iki tarafı da deneyimledik. Dünyayı kurtaracak jenerasyon olsa olsa bizim jenerasyondur. Eskiler şimdilerde ne olduğunu anlamıyor yahut anlayamıyor. Yeniler de ellerinde olan imkanların nereden geldiğinin farkında değiller. Biz her ikisini de gördüğümüz için neyin nereden geldiğini ve nereye gittiğini görebiliyoruz.