Birleşmiş Milletler toplantıları 18 Eylül ile 25 Eylül arasında -maalesef- Amerika’nın New York eyaletine bağlı olan ve herkesin de New York olarak bildiği Manhattan yani New York City bölgesinde başladı. Bilenler bilir. Birleşmiş Milletler toplantısının burada yapılması demek trafiğini 1 haftalığına felç olması demek.
Şimdi yanlış anlaşılmasın. İstanbul trafiğini çok iyi bilen biri olarak normal zamanlarda New York trafiğinin İstanbul’dan beter olduğunu söylemek istiyorum. Üzerine bir de United Nation yani Birleşmiş Milletler nedeniyle kapanan sokakları düşünün. Trafik tam anlamıyla başka bir şeye dönüşüyor. Onu anlatmak için rezalet, iğrenç, veya daha argo ifadeler kifayetsiz kalıyor.
Tabii, bu işin New York’ta yapılıyor olmasının bir amacı var. Dünyanın çeşitli bölgelerinden gelen insanların paralarını buralarda harcamaları. Mesela New York yerine Boston’a gitseler veya Teksas’a gitseler, bu kadar harcama yapmayacaklar. Çünkü New York’un bir kere cazibesi var. Otellerinden mağazalarına, müzikallerinden restoranlarına kadar her şeyiyle darphane gibi çalışıyor. Yani sıcak para ekonomide dönmüş oluyor.
Bu durum tabii ki diplomatların, başkanların veya kendilerine özel yollar tahsis edilen misafirlerin umurunda değil. Adamlar bir yere gidecekse zaten sokaklar kapatılıyor, mekanlar ayarlanıyor ve hiç bir stres yaşamadan kalacakları yere birkaç saat içinde dönüyorlar.
Peki ya benim gibi işi Türkiye Cumhuriyeti konsolosluğuna düşen veya bir şekilde New York’a başka eyaletlerden gitmek zorunda olanlar ne yapsın. Birleşmiş Milletler toplantısı nedeniyle saatlerce trafikte eziyet çekmek zorunda mıyız?

Nereden bakarsanız bakın bu bölgede yaşayan vatandaşlar için Birleşmiş Milletler toplantısı için yapılacak en berbat bölge New York City’dir. Amerika gibi bir ülkede yüzlerce güvenli ve rahat bölge varken özellikle burada yapılıyor olması çok saçma geliyor.